Türk rock müziğinin en önemli vokallerinden Şebnem Ferah, altıncı stüdyo albümü “Benim Adım Orman”ı geçtiğimiz ay yayınladı.
Billboard dergisi, albüm üzerine konuşmak için ünlü rock’çının kapısını çalarken, bohçasında Hayko Cepkin, Birol Namoğlu, Aslı Gökyokuş ve Ceylan Ertem gibi müzisyenlerin soruları da vardı.
Benim Adım Orman”ın kapağında yüzünüz şehrin ışıklarına dönük ama siz kocaman, büyülü bir ormandasınız. Gerçekten şehrin tüm bu keşmekeşinden kaçabildiğiniz büyülü bir ormanda mı yaşıyorsunuz?
- Kendi başıma yaşamaya başladığımdan beri şehrin göbeğinde oturduğum da oldu, daha sakin bölgelerde de... Bazen sükunete ihtiyacı olur insanın, bazen de kalabalığa. ıkisini de seviyorum ve ihtiyaçlarım ne yöndeyse onu seçiyorum. Tabii eğer seçme şansım varsa...
Bir de sizi Peter Pan’ın Tinkerbell’ine benzettik. Güçlü, hayat dolu ama bir o kadar da kırılgan, kocaman kanatlı bir peri kızı... Ama bir yandan da kayıp ruhlara yol gösteriyor...
- Çok tatlı bir benzetmeymiş, teşekkür ederim. Kendimi, bazen beni bile şaşırtacak kadar güçlü hissettiğim durumlar da oluyor. Kırılganlığımdan yorulduğum durumlar da... Kendimi bildim bileli böyleyim ve bu bende bir karmaşaya sebep olmaz. Ama başka ruhlara yol gösterme durumu asla bilerek yelteneceğim bir şey değil.
AKUSTİK KONSER DVD’Sİ YAPMAK İSTİYORUM
İki yıl önce yayınladığınız 10 Mart 2007 ıstanbul Konseri DVD’niz Türkiye’de bu alanda en çok satan eserlerden biri oldu. Gereken değeri bulması konusunda ne düşünüyorsunuz? Devamı gelecek mi?
- O çalışma müziğe bir kez daha aşık olmamı sağladı. Ve evet, bir de akustik konser DVD’si yapmak istiyorum.
Yeni albümünüzdeki “Ateşe Yakın” şarkısı, ölümü mü anlatıyor? Bir hikâyesi var mı?
- Doğrudur. Var ama yanlış anlamazsanız dillendirmemeyi tercih ederim.
Albümün belki de en karanlık şarkısı, “Serapmış”. Hayal kırıklığına uğramış bir kadın, üzüntüsünü caddeye, asfalta akıtıyor. Buradan mutsuzluklarınızı şehirle kodladığınız çıkarımında bulunabilir miyiz?
- İnsanın bütün mutsuzluklarını tek bir şeyle kodlaması mümkün değil galiba. Hayatta insanı tetikleyen çok şey oluyor, bunlarla başa çıkmak için herkesin ayrı yöntemleri vardır sanırım. Ama ne olursa olsun içimde beni güçlü olmaya, çabalamaya iten bir şeyler var.
UZAĞA KAÇMAK GİBİ BİR NİYETİM YOK
“Uçurtma”da “Ben en güzel şarkımı henüz yazmadım” diyorsunuz. Peki hiç “Keşke hiç söylemeseydim” dediğiniz bir şarkınız oldu mu?
- “En güzel şarkımı henüz yazmadım” fikri benim hep çok hoşuma gidiyor, umut dolu olmamı sağlıyor. Bana biri “En sevdiğin şarkı hangisi” diye sorunca hep aklıma bu geliyordu, ben de en sonunda şarkıda söyledim. Ama en az sevdiğim şarkı hangisi inanın bilemem, öyle bir yaklaşımım da yok galiba. Hepsinin benim için temsil ettiği duygu halleri, hatıralar var.
“İstiklal Caddesi Kadar”da Türk rock tarihinin en iyi Beyoğlu şarkılarından birine imza atmış oldunuz. ıstanbul sizin için de özel bir kent mi? Yoksa siz de “Yaşlandığımda uzak bir yere kaçacağım” diyenlerden misiniz?
- Beyoğlu da, ıstanbul da benim için vazgeçilmez. Yaşlandığımda ne olur bilmiyorum ama şimdilik uzak bir yerlere kaçmak gibi bir niyetim hiç yok. ıstanbul’u çok seviyorum.
Kartonette “İstiklal Caddesi Müzisyenleri”ne de teşekkür etmişsiniz. Caddede durup onları dinler misiniz?
- Ohooo hem de çok dinlerim! Biz bu albümü Beyoğlu’nda bulunan bir stüdyoda kaydettik, dolayısıyla kısa bir ara verip yürüyüşe ya da yemek yemeye çıktığımız her an farkında olmadan bizim duygularımıza eşlik ettiler, o zamanlarımızı güzelleştirdiler, ilham verdiler.
Albümde en kısa sürede yazdığınız şarkı hangisi?
- “Benim Adım Orman”. Ama yazılma anı kısa sürse de, yazacak hissiyata geçme süresi uzun olabiliyor. ıkisi farklı şeyler.
NEDEN 4.5 YIL BEKLEDİM
Genellikle albümleriniz arasında iki yıl bulunurdu. Bu kez 4,5 yıl gibi uzun bir süre bekledik. Bu bekleyişin nedeni neydi?
- Ben her zaman bu konuda aceleci biri olmadığımı söylüyorum. Belli bir tarih belirleyip o tarihe kadar zorla da olsa bir şeyler hazırlamak benim çalışma yöntemim değil. Kaldı ki 2005’ten 2008 yazına kadar o kadar çok konser verdik ve turne yaptık ki... Arada DVD’yi de unutmamak gerek. Yani aradaki süreyi çok dolu dolu ve tamamen müzikle geçirdim. Kendimi dinlenmiş hissetmeye başlayınca da hazırlıklar başladı. Aradaki 4,5 yıl dışarıdan bakıldığında uzun gözüküyor. Uzun da. Ama bizler için her anı dolu doluydu.