Heygirl, ekim kapağında Türkiye’nin en sevilen gençlik dizisi “Kavak Yelleri”nin dört as oyuncusunu bir araya getirdi. Ve Sarp Apak, Pelin Karahan, Aslı Enver ile İbrahim Kendirci bir araya gelince, eğlence kaçınılmaz oldu. işte 80’lerin renkli dünyasına kadar uzanan o keyifli röportaj..
* Sarp’ın diziye dahil olması size nasıl bir enerji getirdi?
- Pelin: şahane oldu. Sanki uzun zamandır birlikteymişiz gibi...
* Sarp, senin açından “Kavak Yelleri” ve ekibi nasıl?
- Sarp: Çok fırlama, soğukkanlı bir sahtekarı canlandırıyorum. Bu rolü oynamaktan çok keyif alıyorum. Herkes çok tatlı. ıbrahim’le kavga ediyoruz ama...
- Aslı: Tam tersi yakın arkadaş oldular!
* Erkekler hemen kaynaşıyor zaten!
- İbrahim: Erkekler çabucak ortak nokta bulabiliyorlar. Bizim de ortak noktamız Playstation ve Beşiktaş oldu.
ÜNLÜ OLMAYI GÜZEL BİRŞEY SANIYORLAR
* Dizide neler oluyor? Geleceğe ışınlandınız, değil mi?
- İbrahim: Evet, üç senelik bir sıçrayış yaptık. Bu büyük değişimler için iki sezona ihtiyacımız olacaktı ve hikaye trajik bir şekilde devam edecekti. ışimiz romantik-komedi olarak geçiyor. O tadı yakalamak için üç sene sonraya gittik.
* Gençlik dizisi furyası var şu anda...
- Pelin: Öncülük ettik onlara.
- İbrahim: “Kavak Yelleri”nden önce ve sonra durumu var. Bu işte bir milat olmak bizi mutlu ediyor elbette.
* Hiç hayranlarınız size, “Ben nasıl şöhret olabilirim?” diye soruyorlar mı?
- Pelin: Evet, tabii. Ünlü olmayı çok güzel bir şey sanıyorlar, ama o kadar zor ki.
- Aslı: Küçük yaştan itibaren bir şey seni sürekli dürtüyor. Eğer başlayabilirsen, dünyanın en mutlu insanı oluyorsun. “Hayatım boyunca bu işi yaparım” diyorsan, mesleğini buldun demektir.
SYLVESTER STALLONE’U BABAM GİBİ SEVERDİM
* Bu sene giyim kuşamda 80’ler moda. Size giydirdiğimiz kıyafetleri de bu konsepte göre seçtik. O dönem hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Sarp: 81 doğumluyum, şuurumun kendine gelmesi 89... Ama o dönemdeki fotoğraflara baktığımda, o yılların kendine has bir tarzı olduğunu görüyorum.
- Pelin: Annem giyim kuşamına çok meraklıydı ve giysilerini saklardı. Ona “Bunlar çok demode, neden saklıyorsun, atalım” dedim. şimdi çok pişmanım. O ayakkabılar, giysiler şu an bir hazine!
* 80’ler denince aklınıza gelen şeyler neler?
- Aslı: Vatka!
- Sarp: Turgut Özal...
- İbrahim: “Thriller” Michael Jackson. Başka şey dinlemiyordum.
- Pelin: Benim için “Cesur ve Güzel” ile “Yalan Rüzgarı” vardı.
* O yılların filmlerini hatırlıyor musunuz?
- Aslı: “E.T”yi ve Stephen King’in romanından uyarlanan “It” filmini unutamıyorum. Palyaçodan hâlâ korkuyorum.
- İbrahim: “Geleceğe Dönüş” ve “Rocky Balboa” tabii ki. Ben Sylvester Stallone’yi çok seviyorum. Bana çok sempatik geliyor, sanki babammış gibi.
CEP TELEFONLARI ELEKTRONİK TASMA
* Teknolojinin bu kadar gelişmediği zamanlarda aşk daha mı güzeldi acaba?
- Aslı: Daha masumdu bence.
*Facebook’la aranız nasıl?
Sarp: Benim yok.
Aslı: Benim de yok, çocuklara randevu veriyorlarmış oradan sakın inanmayın.
İbrahim-Pelin: Bizim de hiç alakamız yok.
Sarp: Benim adıma kızlara, “Öğlen saat 12’de buluşalım, ama güzel değilsen gelme” gibi şeyler yazıyorlarmış! Aman arkadaşlar, sakın inanmayın, o ben değilim!
- İbrahim: Teknolojiden anladığım Playstation 3! 4 çıkarsa ona geçerim.
- Aslı: Iphone’uma pembe kapak alabiliyorsam, benim için yeterli.
* Jetonlu telefonlarla sevgilinizi aradığınız günler...
- İbrahim: Çok güzel! Buluşma yeri belirleyip onu orada beklersin. Cep telefonu yok çünkü. Özlem duygusu çok güzel bence, o ortadan kalkmamalı.
- Sarp: Cep telefonu için “teknolojik tasma” deniyor. Bence çok doğru. Biri sizi arayıp tasmanızdan çekebilir hemen.