“Afilli Yalnızlık” şarkısıyla bir anda büyük bir çıkış yapan Emre Aydın, yeni albüm hazırlıklarını, sahne hevesini ve kendisi hakkında merak edilenleri Trendy okurlarıyla paylaştı.
Seni sahnede bambaşka bir Emre Aydın olarak görüyoruz. Normal yaşamında daha sessiz, sakin biri olarak tanınıyorsun. Kendini konserden sonra hiç izledin mi?
Özellikle ilk zamanlar sahnede ne yaptığımı; hatalarımı ve eksiklerimi buluyordum. Şu anda da konserlerimi kaydedip, videoya alıp izlemeye çalışıyorum. Bunu, kendimi daha fazla geliştirmek için yapıyorum. Sahne bambaşka bir yer. Orada ışıltılı olmamız gerekiyor. Seyirciyle iletişimin kopmaması gerekiyor. Özellikle mayıs ayından itibaren yapılan açık hava konserlerindeki o kalabalığı kontrol edebilmek, orada bir sinerji oluşturabilmek çok zor. Bunlar gündelik hayatla eşleştirilemeyecek şeyler. İşimizin müzikal tarafının yanında görsel tarafı ve şov tarafı da var. O yüzden elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Normal hayatında da sessiz misin?
Çok sessiz değilim. Çok hareketli yerinde duramayan biri de değilim. Ama insanlarla zor samimi olan biriyim. Biraz da sessiz olarak algılanmamın sebebi bu. Herkesin bir alanı vardır. Sağlıklı iletişim için bence hemen samimiyet kurulmamalı. Bir anda samimiyet olduğunda insanların bu alanlarına çok giriliyor, böylelikle insanlar kırılabiliyor. Orada bence kontrollü gidilmesi gerekiyor. Dolayısıyla benim sessiz diye algılandığım şey; aslında biraz da kontrollü hareket etmek. Ben sadece işle ilgili değil normal hayatımda da öyleyim.
Okul hayatında da öyle miydin?
Çok küçükken çok az konuşuyormuşum. Ergenlik çağımda da hiperaktif bir dönemim oldu. Ama soğuk biri değilim.
Bu durumun sana dezavantajları oldu mu?
İlk zamanlar konuşmadığım, mesafeli olduğum söylendi. Ama sonra insanlar beni tanıdılar. Birden fazla insanla bir alana girildiği zaman 24 saat aynı modda kalınması pek mümkün olmuyor, bu da yanlış anlaşılabiliyor. Örneğin; gazeteciyle şarkıcının ortak yaşam kavramı bence yanlış. Çünkü bir süre sonra şarkıcının, gazeteciden beklediği ve gazetecinin yapamayacağı hareketler olabilir. Sonuç olarak anlaşmazlıklar ortaya çıkar. Benim de samimi arkadaşlarım oldu. Ama bu şekildeki hareketlerimin bir zararı olmadı. Sonuç olarak çekingen değilim.
Şimdiye kadar olan gidişatını nasıl görüyorsun? Olmak istediğin noktada mısın?
Evet hesapladığımın daha iyisindeyim. Biz bu albümü elimizden geldiğince en ince ayrıntısına kadar iyi yaptığımızı düşünüyoruz. Beğeni neticede değişken bir şeydir. Albüm başarılı da olabilir, başarısız da. Ne olursa olsun biz albümün arkasında durmak zorundayız. Albüm çıktığında pazarlama ekibinin de başarısıyla ve bütün ortak gayretler sonucunda bu iş bir yere geldi. “Albüm daha uzun vadede başarılı olur” diye düşünüyordum. Ama çok iyi tanıtıldı.
Hedefin nedir?
Kısa vadede iyi işler yapmaya çalıştıkça, ilerleyerek bir kariyer yapıp, yıllar sonra da “Güzel şeyler yapmışım” diyebilmek istiyorum. Ben iyi olduktan sonra da geri dönüşümlerinin iyi olacağına inanıyorum. Bu şarkıcıların değil, şarkıların meydanı. Bu yüzden; “Yıldızım ya da yıldız olacağım” diye bir düşüncem yok.
Gripin’le bir düet yaptın ve bu çok beğenildi. Bu albümde de böyle bir çalışma var mı?
O proje olarak değil de bir anda gelişen bir şey oldu. Gripin grubundakiler benim arkadaşım ve onlarla aynı stüdyoyu kullanıyorduk. Stüdyoda ben de o şarkıya dahil oldum. Düeti yaptıktan sonra da beğendik. Belki de bu bir proje olarak gelişmediği için bu kadar tutuldu. Şu an için ortak bir çalışmamız yok. Ama Gripin’le her zaman böyle bir şey yapabiliriz.
Bize biraz yeni albümünden bahseder misin?
Henüz yarılamadık ama epey yol kat ettik. 5 şarkı kaydettik. Ama şarkı sayısını 10’dan fazla istiyorum. Birincisine göre bu daha modern bir albüm oldu. Daha fazla elektronik öğe var. Yine akustik ağırlıklı bir albüm. İki tane cover var. Benim müziğimi dinleyen birisi için ortada pek şaşırtıcı bir şey yok. Daha modern ve bana göre daha güzel bir albüm. Şubat gibi de çıkar diye tahmin ediyoruz.
Kendini lider olarak mı görüyorsun, yoksa takım oyuncusu mu?
Ben liderin aslında çok önemli bir takım oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Yani turneye çıktığımızda, sahnede liderim. Ama albüm çıkaracağım zaman yardım alabileceğim herkesten alırım. Takım oyununun da çok gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bugüne kadar aldığın en ağır eleştiri neydi?
Ben eleştiriye çok fazla kırılmam. Birkaç yerde “s” ve “ş” yi benzeterek söylememden dolayı yazılan eleştiriler okudum. Bir de albüm pop mu rock’mı eleştirileri var. Ne olduğunun hiçbir önemi olmadığını dinleyiciler ne zaman algılar bilmiyorum. Tarz diye bir şey yoktur. Tarz, sizin biriktirdiğiniz şeyleri bir bütün olarak sunduğunuz şeylerin adına denir. Önemli olan kaliteli olup olmadığıdır. Albüm için; “Arabesk” diyenler oldu. Ben onu övgü olarak algılarım. Arabesk eleştirisi arabeskin ne olduğunu bilmeyen ve arabeski karalama sıfatıymış gibi kullananların problemi. Bunları ağır bir eleştiri olarak bulmuyorum.
Bu zamana kadar bir çok konser verdin. Tekrar konserlere çıktığında heyecanlanıyor musun?
Artık heyecanın yerini heves alıyor. İlk 3-4 konserde çok heyecanlandım. Çünkü şarkılar beklemediğim şekilde, bir anda patladı. Ben 10 yıldır barlarda çalıyorum. Ama hiç bana ait olan bir konserde sahne almamıştım. Seyircimin bu kadar coşkuyla beni dinlemesi bambaşka bir duyguymuş. Beşinci, altıncı konserden sonra da kendimi izlemeye başladım. Ama onun haricinde bir an evvel sahne alma hevesim var.
Genelde yalnızlık şarkıları yazıyorsun. Çok terk edildin mi?
Hayır çok terk edilmedim. Ama bir kere terk edilmek de yeterli oluyor. Aşk hikayesi, popüler kültürün ana temasıdır. Onun dışında da protest şarkılar yazılır. Fakat ben bundan kesinlikle hoşlanmıyorum. Yapanları eleştirmiyorum ama dinleyici olarak da müziğin içinde sevmiyorum. Aşk, bu işi yapanların her zaman dönüp dolaşacağı bir konudur. Terk edilmek de hem acı, hem keyif veren bir konudur. Aslında en yalan acı da odur.
Genelde hep bu tarz şarkılar yazıyorsun. Yaşamadan da bu duyguyu verebiliyor musun?
Yaşamadan da yazıyorum. Eğer sadece yaşayarak yazılırsa 2-3 senede bir albüm yapmak gerekir. Nasıl roman, hikaye yazarları da yazdıklarını birebir yaşamıyorlarsa, bestecilikte de aynı şekilde kurgu yer alıyor.
Hiç unutamadığın bir aşkın oldu mu?
Herkes kadar ben de yaşadım. Ama Leyla’yla Mecnun kadar da değildi. Yaşadığım aşklar oldu. Ama şu an hayatımda birisi yok.
Kaynak: Trendy Dergisi 301. sayısı